1 Eylül 2012 Cumartesi

INŞAAT SEKTÖRÜNDE ZORLU DÖNEM

İnşaat sektöründe bilgi kirliliği ve konut satışları Tarih : 2012.08.31 16:17:54 İnşaat sektöründe doğru bilgiye ulaşmak neredeyse imkânsız. İnsan ulaştığı hangi bilginin doğru olduğunu kestiremiyor. Elinize geçen bilgiyi doğrulamak için ne kadar çok araştırma yaparsanız o kadar çok birbirinden farklı bilgiye ulaşıyorsunuz. Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Erdal Eren, " Satma trendinin aynı hızla devam edeceğini düşünüp, tam gaz konut üreten müteahhitlerin elinde çok fazla konut stoku birikti. Arz talep dengesinde negatif bir görüntü var. Bankalar daha az ve daha zor kredi veriyor. Konut sektörü biraz yara alacak bu durumdan" diyor. Hükümet yanlısı olduğu bilinen bir gazete ise; “Konut satışları, 5 çeyrek dönem sonra tekrar 100 bin seviyesini aştı. Bu yılın ikinci çeyreğindeki konut satışları ilk çeyrek döneme göre yüzde 17,8 oranında arttı. İnşaat sektörünün istihdamı, yılın ikinci çeyreğinde 1 milyon 863 bin kişi ile tarihinin en üst seviyesine ulaşarak rekor kırdı” demiş. TÜİK’in tespitine göre de Mayıs 2012 itibariyle, işsizlik geçen yılın aynı dönemindeki % 9,4 ten % 8,2'ye düşmüş ve İnşaat Sektöründe istihdam düşmemiş. Buyurun istediğinize inanın. Ben şahsen büyüme hızı resmi rakamlarda bile giderek azalış trendinde olan bir ülkede konut sektörünün harikalar yaratabileceğine inanmıyorum. Gerek konut almak isteyenlerin gerekse konut satanların finansman sorunları giderek artacağa benziyor. Diğer taraftan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı yeni Tüketici Kanun taslağını tamamlamış bulunuyor. Çok sayıda konut alıcısının mağdur olmasına neden olan “Maket üzerinden satış” konusuna sıkı denetim getiriliyor. Ön ödemeli konut satışlarında 14 günlük “sebepsiz cayma” ve teslim tarihine kadar “sözleşmeden dönme” hakkı getiriliyor. Konut fiyatlarında artışa neden olacak bir yenilik de “Bina tamamlama sigortası”dır. Gelişmiş ülkelerde Mortgage kredilerinin olmazsa olmazı durumunda olan bu sigorta, tüketiciyi kaçan göçen müteahhide karşı korumaktadır. Müteahhitler de rahatlıkla maketten satış yapabilmektedir. Burada sigorta şirketlerine çok iş düşecektir. Uygun olmayan projelere poliçe kesilmemesi gerekir. Alıcıyı koruyacak ikinci husus da projenin teknik denetimidir. Bu denetim bağımsız mühendislik firmaları tarafından yapılmalıdır. Belediyelerin bu konuda son derece duyarsız veya menfaatçi davrandıklarını ya da siyasetin ön planda tutulduğunu söylersek yanlış olmaz. Fay hattı üzerine ya da nehir yatağına bina yapacaklara bile inşaat ruhsatı verildiği herkesin malumudur. Üçüncü husus finansman konusudur. Bankalar, bağımsız bir teknik denetim firması tarafından teknik denetimi yapılmamış ve sigortası bulunmayan bir projenin ne imalatçı firmasına ne de konut alıcısına finansman yapmamalıdır. Sonuç olarak inşaat sektörünün yanlışlarıyla ve doğrularıyla ekonomimizi bunca zamandır ayakta tuttuğunu biliyoruz. Ancak ekonominin, Global krizin halen sonuna gelinememiş olmasından etkilenmemesi de mümkün değildir. Önümüzdeki yıl içinde bir gayrimenkul krizi yaşamamız kuvvetle muhtemeldir. Umalım ki ekonomi yönetimi proaktif davranıp önleyici tedbirler düşünebilsin. Dün bizim en büyük bayramımızdı. Büyük bir coşkuyla kutlandı. Mazeret üretip kutlamayanlar da oldu, bahane bulup kaytaranlar da. 30 Ağustos gününü Türkiye Cumhuriyeti’nin Zafer Bayramı olarak kutlayan tüm vatanseverlerin bayramını kutlar, ‘bu bizim bayramımız değil’ diyemediği için türlü sebeplerle, kaçan veya kaytaran vefa bilmezlere de geçmiş olsun derim. Cengiz Tekin